BEYNİ AKTİF TUTUN, ALZEHİMER’DAN UZAK DURUN
Alzheimer, unutkanlıkla başlayan bir
hastalık ancak her unutkanlık Alzheimer anlamına gelmiyor. Liv Hospital
Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Türker Şahiner, “Beyni ne kadar aktif tutarsak
Alzheimer riskinden o kadar uzaklaşırız” diyor ve herkesi uyarıyor: “Zihinsel
ve fiziksel egzersiz beyinde yeni devreler oluşturur. En tehlikelisi ise erken
durağan sakin bir yaşama geçmektir. Hafızanızı güçlendirmek için koşun, yürüyün,
oynayın, bulmaca çözün, televizyon izleyin. Aktivite sayısını çeşitlendirin.”
Sağlıklı bir beyin nasıl yaşlanıyor?
İlerleyen yaşla beraber her normal insanın vücut
organları, kasları hacimsel olarak küçülür, beyin de hacimsel olarak bu
küçülmeden payını alır. Ortalama 75 yaş yaşayan bir kişinin beyin hacmi yüzde
15 ile 20'ye yakın bir küçülme gösterir. Bu durum tıp dilinde beyin atrofisi
olarak adlandırılır. Beyinde küçülmenin en önemli bulgusu “yaşa bağlı
unutkanlık” olarak tanımlanır. Yaş ilerledikçe insanların bir miktar unutkan
olması doğal sayılabilir. Oysa ilerleyen yaşla görülme sıklığı artan Alzheimer
hastalığında görülen unutkanlık çok farklı özellikler gösterir.
Yetişkin bir insan
hafızasında ne kadar zaman önceki bilgileri saklayabilir?
Hafıza öğrenilen her aktivitenin önce kayıt sonra uzun süreli
bellekten çağrılma sürecini sağlayan beyin yetisidir. Yakın, orta ve uzak
bellek diye üç farklı bellek türü tanımlanabilir. Yakın dakikalarla, orta
bellek günlerle, uzak bellek ise yıllarla tanımlanabilecek sürelerde
saklanabilen yetilerle açıklanabilir. Beyinde her bellek türünden sorumlu
farklı anatomik alanlar mevcuttur. Özellikle Alzheimer hastalığında ilk olarak
yakın bellek tutulur. Ve hastanın yakınmaları öncelikle yakın bellekle ilgilidir. En eski ve en güçlü kaydedilen bilgiler eğer
beyni tutan Alzheimer veya benzeri bir hastalık yoksa yaşamın son dakikasına
kadar saklanabilir. Beyin dinamik ve değişken bir organdır. Yeni elde edilen
bilgiler eski bilgilerle ilişkilendirilerek saklanır. Bu nedenle en eski
bilgiler sürekli başka bilgilerle ilişkilendirildiği için en kalıcı en eski
bellekte yer alırlar. Mesela anne kavramı böyle bir kavramdır. Dolayısıyla
tekrarlamak ve eski bilgilerle yeni yetilerle geliştirmek bellek için
güçlendirmek adına çok yararlıdır.
Stres hafıza sorunlarına
neden olabilir mi?
Stres insan beynini yeni bilgilere kapatan en güçlü uyarandır. Stres
anında aktive olan organizmanın korunma dürtüsü ve buna bağlı yükselen
adrenalin seviyesi yeni kayıt sistemlerini adeta bloke eder. Buna en iyi örnek
ani yaşanan korku ya da üzüntülerin detaylarının sonradan hiç
hatırlanamamasıdır.
Bazı insanların hafızası
neden daha kuvvetli?
Yakın bellek ve kayıt merkezi hipokampustur. Sağ ve sol beyin
derinliklerinde yer alan bu anatomik yapı tüm kayıt ve yakın bellekten sorumlu
işleri üstlenir. Bu yapıların genetik olarak çok gelişmiş kişilerde çok hızlı
öğrenme ve yakın bellek kapasitesindeki artış dikkat çekicidir. Alzheimer
hastalığında ilk tutulan bu yapı nedeniyle hızla yakın bellek kusurları gelişir
ve öğrenme güçleşir.
Hafıza güçlendiren besinler
nelerdir?
Beyin özellikle hafızayı güçlendirici besinler bakamından kanıtlanmış
bir listeye sahip değildir. Dengeli ve Akdeniz tipi bir diyet tüm organlarda
olduğu gibi beyin için de yaşamsal önem taşır. Özellikle deniz ve deniz
ürünleri ve Omega 3 tipi yağ asitleri içiren diyetler çok iyi kanıtlanmamakla
beraber bellek için daha yararlı gibi gözükmektedir.
Hafıza güçlendirme
çalışmaları Alzheimer’ı engeller mi?
Alzheimer hastalığının yaşla hiçbir ilgisi yoktur. Yani her yaşlanan
bireyde görülecek diye bir kural yok. Ancak çoğu zaman ileri yaşlarda başlar.
Ancak genetik olarak yaktın olmayan ve beyin için zarar oluşturabilecek bir
çevrede yaşamayan bir bireyin Alzheimer’a yakalanması söz konusu olamaz. Beyni
ne kadar aktif tutarsak Alzheimer riskinden o kadar uzaklaşırız. Her türlü
zihinsel ve fiziksel egzersizin beyinde yeni devreler oluşturduğunu biliyoruz.
Her yeni devrede belleği güçlendiren bir katkıdır. Kısacası her türlü
aktivitenin faydası vardır, aktiviteleri sayıca çeşitlendirmek çok daha
yararlıdır. En tehlikelisi ise erken durağan sakin bir yaşama geçmektir.
Liv Hospital Hakkında
Liv
Hospital, adını ‘Leading International Vision’ (Uluslararası Vizyonda Lider)
prensibinin baş harflerinden aldı. İngilizce ‘hayat’ (live) kelimesi var olma
nedeninin en önemli simgesi oldu. Liv Hospital, insanların sağlıklı ve kaliteli
bir hayat sürmesine yardımcı olmayı amaçlıyor. Hasta odaklı hizmet anlayışı,
seçkin hekim kadrosu, ileri teknoloji altyapısıyla dünya standartlarında tanı
ve tedavi olanakları sunan Liv Hospital, ilk hastanesinin kapılarını Ocak
2013’de İstanbul’da açtı. Ulus’ta 30 bin metrekare kapalı alanda 150 yatak, 8
ameliyathane, 48 klinik ile hizmet veren hastanenin diğer şubeleri Ankara
Çankaya ve İstanbul Bahçeşehir’de faaliyete girecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder