28.10.18

5.Türk Tıp Dünyası Kurultayı-Yılmaz Parlar

 5.Türk Tıp Dünyası Kurultayı

“5.Türk Tıp Dünyası Kurultayı” Türk tıp dünyasının önde gelen isimlerini İstanbul’da buluşturuyor.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) öncülüğünde, Cumhurbaşkanlığının himayesinde, Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) işbirliğinde gerçekleştirilen “5.Türk Tıp Dünyası Kurultayı” 27 Ekim Cumartesi günü, Intercontinental İstanbul Otel’de başladı.

Dünyanın dört bir yanından gelen bilim insanları, sağlık bakanları, akademisyenler ve sağlık sektörü paydaşlarını buluşturan kurultayda bu yıl; diyabet, obezite, kalp damar hastalıkları, kanserler ve solunum yolu hastalıkları gibi toplum sağlığını önemli şekilde ilgilendiren bulaşıcı olmayan kronik hastalıkların önlenmesi, kontrolü ve yönetilmesi ele alınıyor.

Türkiye’de ölümlerin %90’ına yakını kronik hastalıklardan kaynaklanıyor

Devletin bulaşıcı olmayan hastalıklar nedeniyle yaptığı sağlık harcamaları engellilik ödemeleriyle birlikte 24.6 milyar TL’yi buluyor. Hastalıkların neden olduğu erken ölüm ve iş gücü kayıplarıyla birlikte toplamda 45.1 milyar TL’lik bir ekonomik kayıp yaşanıyor. 

5.Türk Tıp Dünyası Kurultayı, diyabet, obezite, kalp damar ve solunum yolu rahatsızlıkları gibi bulaşıcı olmayan kronik hastalıklar hakkında kamu tarafında ve toplumda farkındalık yaratarak; önlenmesi, denetimi ve kontrolünü amaçlıyor. TÜSEB tarafından organize edilen Kurultay, Cumhurbaşkanlığı himayesi ve Sağlık Bakanlığı ile Dünya Sağlık Örgütü’nün işbirliğinde uluslararası boyutta gerçekleştiriliyor. 53 ülkeden sağlık bakanları, bilim insanları, tıp alanında uzman akademisyenler kronik hastalıkların sebepleri, olumsuz sonuçlarının azaltılması gibi güncel sorunları, yeni bilimsel araştırmalar ışığında ele alıyor. 
Dünyaca ünlü bilim insanları katılıyor
Kurultaya başta ABD, Avrupa ve Türk Cumhuriyetlerinde yaşayan bilim insanları olmak üzere dünyanın dört yanından bilim insanları katılım gösteriyor. ABD Michigan, Yale, Cleveland, Harvard üniversitesinin yanı sıra İstanbul, Ege, Yeditepe, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Hacettepe, KTÜ ve Gazi gibi pek çok saygın üniversiteden bilim insanları panellerde görev alıyor. 
Tuomilehto: Haftada 4 saat fiziksel aktivite, diyabet riskini yüzde 65 azaltıyor.
Halk sağlığı ve özellikle kronik hastalıkların önlenmesi alanında dünyaca ünlü bilim insanı Profesör Dr. Jaakko Tuomilehto, Türk Tıp Dünyası Kurultayı’na katılan isimler arasında yer alıyor. Finlandiyalı Profesör kurultayın ilk günü gerçekleştirdiği sunumda, diyabetin önlenmesi ile diyabet riskinin azaltılması konusunda yapılan çalışmaları ve sonuçlarını paylaştı. Diyabetin önlenmesinin hayalden gerçeğe dönüşebileceğine dikkat çeken Dr. Tuomilehto; kilo kontrolü, yağ alımının azaltılması, yeterli lif alımı ve fiziksel aktivitenin bu anlamda hayati önem taşıdığını söyledi. Dr. Tuomilehto: “Özellikle fiziksel aktivite ile ilgili çok detaylı veriler topladık. Haftada en az 4 saat egzersiz yapan bir kişinin diyabete yakalanma riskinin yapmayana oranla yüzde 65 azaldığını görüyoruz” dedi.  Obezite ve diyabetin birbiriyle doğrudan ilişkili olduğunu da belirten Tuomilehto, beden ağırlığının azalmasına paralel olarak diyabet riskinin de düşeceğini söyledi.

Dr. Rifat Atun yeni sağlık sistemini anlatıyor
Harvard Üniversitesi’nden Kıbrıslı Türk Bilim insanı Prof. Rifat Atun, sağlık sisteminde bütüncül bireysel sağlığa odaklanan yeni sağlık sistemi hakkında bilgiler verdi.  Dünyada insan ölümlerinin yüzde 70’inin bulaşıcı olmayan kronik hastalıklardan kaynaklandığını belirten Atun, küresel sağlık sisteminin bu konuda büyük bir başarısızlık gösterdiğini söyledi. Dr.Atun, sağlık sisteminin sadece hastalıkları tedavi eden bir anlayıştan kurtulup, hastalıkları önlemeyi esas alan ve sağlıklı yaşama teşvik eden bir sistem olarak yeniden düşünülüp keşfedilmesi gerektiğini vurguladı. Verimli, etkin, eşit ve cevap verebilir yeni bir sistemin gerekliliğine dikkat çeken Atun, 21.yüzyılın ihtiyaç duyduğu birincil sağlık hizmetleri için; insana yatırım, kamu, özel sektör ve vakıfların işbirliği, gözlem ve verinin kullanılması ile güçlü bir devlet iradesi şart olduğuna vurgu yaptı.

Dünya Sağlık Örgütü’nün yeni modelleme aracı: Prime
DSÖ’nün yeni modelleme aracı PRIME hakkında bilgi veren Dr. Kremlin Wickramasinghe: “DSÖ tarafından ücretsiz sunulan bu sistemde, ülkelerden risk faktörlerine göre istatistiki bilgiler toplayıp uygulanabilir senaryolar oluşturuyoruz. Kronik olmayan hastalıkları tetikleyen ve kurultayda ısrarla vurgulanan; doğru beslenme, fiziksel aktivite, tütün kullanımı, alkol tüketimi gibi bazı faktörler var. Bu faktörler üzerinde kontrol sağlanması ve buna bağlı hastalıkların azaltılabilmesi için ülke yönetimlerine, uygulanabilecekleri planlar sunuyoruz. Örneğin Rusya’da alkol vergilendirilmesi üzerine çalışıldı. Ülkedeki tüketim oluşturacağımız plan ile ne kadar değişebilir ve ‘Prime’ sistemi bu şekilde kaç hayatı kurtarabilir diye bakıyoruz. ‘Prime’ sisteminin uygulandığı bir diğer örnek ülke ise Portekiz. Kronik bulaşıcı olmayan hastalıkların azaltılması maksadıyla toplumda tuz ve şeker kullanımını 2021 yılına kadar azaltma yönünde hedef koyan Portekiz, özellikle şekerli içeceklerin tüketimi de kontrol altına almak istiyor” dedi.
Dünya ve Türkiye’de sağlık öncelikleri ele alınıyor
Kurultay Bilimsel Sekreteri, İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. İlhan Satman, “Her yıl 29 Ekim haftasında düzenlenen bu Kurultay; yurt dışında ismi öne çıkan bilim insanlarıyla, aynı konularda çalışmalar yapan Türkiye’deki bilim insanlarını buluşturuyor. Türkiye’deki sağlık önceliklerini tartışmak ve birlikte projeler ortaya koymak amacıyla düzenleniyor” dedi.
Her 10 kişiden 7’sinde kronik hastalık var
Satman şöyle devam etti;  “Yaptığımız bir hesaba göre 55 milyon nüfusun 38 milyonu yani her 10 kişiden 7’sinin en az bir tane kronik, bulaşıcı olmayan hastalığı var. Bunlar toplumda çok önemli yer tutan hastalıklar. Kalp damar hastalıkları; yani kalp krizine, inmelere bağlı ayak, bacak kesilmesine yol açan hastalıklar, damar sertliği ve diğerleri gibi. Bunun dışında şişmanlık ve aşırı kiloların körüklediği hastalıklar; diyabet ön planda olmak üzere, karaciğer yağlanması, insülin direnci, metabolik sendrom dediğimiz hastalıklar, yüksek kan basıncı yani hipertansiyon ve kanser türleri. Birçoğu hareketsizlikle, yaşam tarzıyla ve beslenme ile ilgili olan hastalıklar. Bunlar dünyanın sorunu, Türkiye’de de hızlı bir şekilde artıyor. 
Türkiye, diyabetin en hızlı yayıldığı ülke
Örneğin Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında diyabet hastalığının en hızlı artış gösterdiği ülke konumunda. Ayrıca bu ülkeler arasında diyabet nüfusunun en yoğun olduğu ülkelerden biriyiz. 20 yaş üzeri erişkin nüfusun yüzde 15’i, yani her 7 kişiden biri diyabetli.
DSÖ’den Türkiye’ye ödül
Türkiye sağlık alanında önemli başarılara imza atıyor. Geçtiğimiz ay, Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı için New York’a giden Cumhurbaşkanımıza, Türkiye’nin bulaşıcı olmayan hastalıklarla mücadeledeki başarılarından dolayı BM tarafından özel bir ödül verildi. Dünya Sağlık Örgütü de Türkiye’yi aday ülke olarak göstermişti.” Benzer oranların kanser, yüksek tansiyon ve böbrek hastalıklarında da görüldüğünü belirten Satman bu rakamların ülke ekonomisine çok ciddi bir yük oluşturduğuna dikkat çekti ve bu yönüyle Kurultayın ayrı bir önemi ve aciliyeti olduğunu belirtti. 
yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder