30.4.24

TÜRDER’in Kamuya Bildirisi-Yılmaz Parlar

 TÜRDER’in  Kamuya Bildirisi

Yönetim Kurul Başkanlığını Prof Dr. Uğur Özgöker’in yaptığı TÜRDER Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği Kamuyu çok ilgilendiren çok önemli bir bildiri yayınladılar.



Covid-19 pandemisi sonrasında Türkiye'de tüketicileri doğrudan etkileyen ekonomik sorunlar yaşanmaktadır. Hayati mal ve hizmet fiyatlarında aşırı artışlar gözlenirken, bazı ürünlerin tedariki güçleşmiş ve karaborsa oluşmuştur. Zincir marketler ve diğer teşebbüsler arasında kartel oluşturarak veya tekel haline gelerek piyasayı manipüle etmektedir. Mevcut yasal düzenlemeler yetersiz kalmış, rekabeti ihlal edenlere verilen cezalar sembolik düzeyde kalmıştır. Yeni bir kanunla hapis cezaları ve yüksek para cezaları öngörülmelidir.

Ayrıca, rekabeti savunmak ve tüketicileri bilgilendirmek amacıyla RK bünyesinde bir Tüketici ve Rekabet Akademisi kurulmalıdır. Bu akademi, tüketiciyi koruma ve rekabeti teşvik etme misyonunu üstlenerek ekonomiyi geliştirecek ve tüketicilere eğitim sağlayacaktır. Yeni kanunla birlikte, mevcut Rekabet Kurulu üyelerinin görevleri sona erecek ve liyakat esasına dayalı yeni üyeler atanacaktır. Konunun önemi göz önüne alınarak, yeni üyelerin atanmasında liyakat esas alınmalıdır.

Şeklindeki bildiri TÜRDER Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği Yönetim Kurul Başkanı Prof Dr. Uğur Özgöker ve Genel Sekreter Jülide Çilingir imzaları altında tam metni ;

 4054 SAYILI REKABETİN KORUNMASI HAKKINDA KANUNUN DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDA

 Bilindiği üzere bütün dünyayı derinden etkileyen Covid-19 Pandemisi sonrasında diğer ülkelerde ekonomik koşullar normale dönmesine karşı ülkemizde tüketicileri doğrudan ilgilendiren, hayati mal ve hizmet fiyatlarında ekonominin normal gereklerinin çok ötesinde fahiş zamlar yapılmaktadır. Ayrıca piyasada pandemi sonrası tekrar canlanan talep nedeniyle bazı mal ve hizmetler tedarik edilememekte, karaborsada satılmakta, normal karların bazı mallarda piyasa fiyatının 10 katı kadar ahlaksız, iktisadi realiteden çok uzak zamlar yapılmaktadır.  Özellikle zincir marketler aralarında açık veya gizli anlaşmalar yaparak (Kartel oluşturarak) ya da piyasada hâkim durumda olan teşebbüsler bu hakimiyetlerini mevcut ve potansiyel rakipleri ile tüketiciler aleyhine istismar ederek (Tekel/Monopol haline gelerek) piyasayı bozmakta, serbest rekabeti ihlal etmekte ve özellikle de bireysel tüketicileri mağdur etmektedirler.

 

Piyasa dengelerinin bozularak serbest rekabetin kısıtlanması yada tamamen engellenmesi, ücretli çalışan ve emeklilerin hayatlarının çok zorlaştırılması, geçim sıkıntısı çekmeleri ve zaruri tüketim mallarını bile tedarik etmekte çok zorlanmaları ve nihai olarak bu enflasyonist ortamı bahane eden kötü niyetli dış güçler ve işbirlikçileri bazı iç siyasilerin bunu istismar ederek ülkemizin istikrarını bozarak siyasi ve ekonomik kaosa sokmak çabalarını önlemek için RKHK da bazı değişiklikler elzem olmuştur.

 Her ne kadar Anayasa'nın 172. maddesi uyarınca “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder” ile piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi ile ilgili 167.  Maddesi uyarınca “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler”;   hükümleri devlete görev vermesine rağmen; 13 Aralık 1994 tarihinde yürürlüğe giren RKHK ‘ da mevcut haliyle rekabeti en fazla bozan Devlet Yardımlarının Düzenlenmesi ve Denetlenmesi’ ne ilişkin  (Teşvikler)  ve doğrudan tüketiciyi koruyan hükümler yoktur. Mevcut kanunun hükümlerinde rekabeti ihlal eden teşebbüslere bir önceki yılın cirosu üzerinden %10 gibi sembolik bir oranda para cezası verilmesi yetkisi çok yetersiz kalmaktadır. Rekabeti ihlal ederek % 500-1000 gibi fahiş oranlarında haksız kazanç sağlayan teşebbüsler çok cüzi cezalar karşısında rekabeti ihlal etme ve tüketiciyi istismar etmeyi sürdürmektedirler. Yeni kanunda ABD Rekabet Kanunun da olduğu gibi hapis cezaları ve çok yüksek para cezaları verme hükümleri de eklenmelidir.

 Ayrıca 4054 sayılı kanunun kuruma görev olarak verdiği Rekabet Savunuculuğu’ nu yürütecek yani “Rekabet” i ilgililere ve kamuoyuna anlatacak, bilgilendirecek, eğitecek ve sertifikalandıracak bir birim de kurum organizasyon yapısında öngörülmemiştir. Türk vatandaşlarının yaşam standartlarının ve refah seviyelerinin artırılması için RK bünyesinde ekonominin kalbi İstanbul’da RK İstanbul Temsilciliği binasında mukim bir "Tüketici Ve Rekabet Akademisi" kurulmalıdır.  İstanbul merkezli bu Akademi:    Anayasamızda da yer alan Devletin hem "Tüketiciyi Koruma" hem de mal ve hizmet piyasalarında;  "Rekabeti Koruma" fonksiyonlarını birlikte yürüterek ekonomimizi geliştirecek, uluslararası rekabet gücümüzü artıracak ve vatandaşlarımız için "Eğitim", "Bilgilendirme", Uluslararası Sertifikasyon" faaliyetlerini ifa edecektir. Bunların yanı sıra:   Rekabetin ve Tüketicilerin Korunması, Haksız Rekabet, Damping, Sübvansiyon, Patent ve Fikri Mülkiyet Hakları, Kalite ve Standardizasyon gibi Uluslararası Ticaret Kurallarını ihlal eden ve ticari ahlaktan yoksun,  teşebbüsleri tespit edecek, uyaracak ve gerekirse cezalandırılmaları için RK ve adli makamlara doğrudan sevk edebilecek yetkilerle donatılmalıdır.

 Bu 3 hususla ilgili maddeler yeni Rekabetin Korunması Hakkında Kanun tasarısına derç edilmelidir. Yeni Kanun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla kanunu uygulamayla görevli mevcut “Rekabet Kurulu Üyeleri” nin görevleri sona erer ve yeni üyeler atanır maddesi de eklenmelidir. Konunun çok önemli milli bir mesele olması hasebiyle de yeni rekabet kurulu üyeleri de hemşerilik, akrabalık veya başka siyasi mülahazalarla değil tamamıyla liyakat esasına göre konunun uzmanları arasından belirlenip atanmalıdırlar.

 Kamuoyuna saygı ile duyururuz.

 

Jülide Çilingir                             Prof. Dr. Uğur Özgöker

Genel Sekreter                          Yönetim Kurulu Başkanı

 

 

yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder